Ağva, İzmit'in
Çal Tepesi'nden doğup gelen Göksu ve Yeşilçay dereleri arasındaki deltaya,
alüvyonlar üzerinde kurulmuş. Eski zamanlarda Ceneviz ve Venedikliler'in kolonisi olan
yerleşim bölgesi, 50 metre eninde 2,5 kilometre uzunluğunda kumsala sahip. Haziran
sonuda başlayıp ekim ayı sonuna dek süren deniz sezonunun yanı sıra Ağva, yıl boyu
gidilebilecek bir tatil yöresi.
Köye girişte ilk dikkatinizi çeken,
balıkçı teknelerinin çokluğu. Kıyı şeridinde ise bir sonraki güne ağlarını
onararak hazırlanan balıkçılar gözünüze çarpıyor. Nostaljik bir balıkçı
köyüne girdiğinizi çok geçmeden anlıyor ve kendinize yemek yiyecek bir bahçe,
denize yakın veya çayların üzerinde kurulu lokantalardan birini seçiyorsunuz.
Ağlayan kayalar....
GELİN KAYASI...
Eğer hava, dereden çıkıp denize
açılmaya uygunsa, üşenmeyin. Motorlu bir tekne tutup, kıyıyı takip ederek bu defa
bir başka pastoral lezzeti keşfe çıkın. Rotanızı Ağva Feneri'nden Karadeniz'e
Kerpe tarafına çevirip yol alırken, daha ilk dakikalarda gördükleriniz karşısında,
"Acaba ben İrlanda sahillerinde mi yoksa, Norveç fiyortlarında mıyım?"diye
düşünebilirsiniz.
Çünkü burası Karadeniz ve usta
heykeltraşları bile hayrete düşüren doğanın işçiliği ile karşı karşıya
kalıyorsunuz.
Bir nevi açıkhava müzesi olan
kıyılarda, rüzgarla elele verip sabırla uğraşan, kayaları dantel gibi oyararak,
mağaralar, adalar, anıtlar yaratan dalgalar, yıllar sonra ortaya çıkan bu
oluşumları acımasızca bozarak içine çekip hazmediyor.
Bu bakımdan sahil şeride üzerinde
zaman zaman değişimlere rastlanıyor. Fakat yıllara ve dalgalara göğüs geren öyle
bir anıt kaya var ki, denizden olsun karadan olsun, her açıdan bir başka güzelliğe
sahip. İlginç öykülü kaya, bulunduğu koya adeta gözcülük yapıyor. Beyaz renkli
kaya, "Gelin Kayası" ismiyle anılıyor ve denizden bakınca bembeyaz duvaklı
bir geline benziyor.
SAKLI GÖL...
Kıyı şeridi insanı şaşkına
çevrine biçimlerle devam ederken, biz bu defa da haritalarda görüülmeyen, pek de
kimsenin bilmediği, gözlerden uzak doğanın içinde saklı bir göle gidiyoruz.
Ağva'yı, Kadıköy ve Pınarlı gibi
köyleri geçip son evden sola saparsanız, toprak yolda traktörlerin yumuşak zeminde
bıraktığı derin tekerlek izleri nedeniyle çukurlu bir yol göreceksiniz. Burada 5
dakikalık bir yürüyüşle tamamladığınız yolun bitiminde, "Saklı Gölü"
bulacaksınız. |