SAFARİ BAŞLIYOR...
Grubun toplanmasıyla birlikte, kemer Aslanbucak
Köyü'nden Beydağları'na doğru hareket ediliyor. 3-4 kilometre sonra asfalt yol sona
eriyor. Yol toprak oluyor. Ve safarinin ayrılmaz özelliği olan toprakla biraraya
geliyorsunuz.
Sürekli ve yoğun ağostos böceği sesleri arasında
Antalya'ya oranla daha serin, ve raha temiz yayla havasıyla yol alırken, önünüzde 108
kilometre sürecek maceralı yolculuk başlıyor.
İlk durak Kesmeboğazı mevkii. Burası bazı turların
ilk, bazılarının da son durağı.
İlk mola yeri olarak burayı seçenler,
dağdan inen buz gibi suda yıkanma molası da veriyor.
Kesmeboğazı'nda yüzme molasının keyfini
sürenler... |
Yanına mayosunu alanlar,
daha turun başlangıcında serin dünyaya hoş geldin diyerek, yüzüyor. Derenin
üstünde bulunan köprünün ayakları, Likya döneminden kalma. Kalıntılar daha sonra
Trabzonlu taş ustaları tarafından yeniden yapılandırılmış ve faal hale
getirilmiş. Kışın coşan derenin su seviyesi yola kadar yükseliyor.
SONAK SEYRİ... TANRILARIN MEKANI...
Sonak seyri, ilk mola verilen yerlerin başında geliyor.
Orman işçilerinin kışı geçirdikleri yer. Ormanda yer alan çeşmebaşında
serinleyen tur yolcuları, Gedelme Köyü'nün bir mahallesi olan Tek Kanat'da yufka
ekmek, keçi peyniri ve çay molası veriyorlar. Köy evlerini bahçelerine turistlere
köy kadınlarının yaptığı el işi danteller sergileniyor. 1600 metre yükseklikte,
13-14 derece serin havada vadiye seyredip fotoğraf molası veriliyor. Daha sonra 2600
metre yükseklikteki Olimpos Dağı(Yunan mitolojisine göre, Tanrıların toplandığı
yer) görülüyor ve sıradaki bir başka mola yerine, Yörük mezarlığına geliniyor.
Yörük mezarları |
Yörük mezarlarının çevresindeki antik eserler |
Terkedilen köyde 25
yıldır gömü yapılmamış. Ağalar Köyü, bu gibi soğuk, hazmettirici ve
şişirmeyen özelliğiyle ünlü kaynak suyu sayesinde iştahları açıyor. Yolun sol
tarafında ilginç şekilli kayalara da rastalamak mümkün. Bunlardan biri Klu Klux Klan
maskesine benzeyen doğal taş. Bir de timsah başına benzeyen bir başka taş daha var
ki, o da turistlerin bol bol fotoğraf çekmesine neden oluyor.
AÇIKHAVADA UYKU...
Öğle yemeği molası 13.30'da Altınyaka sınırları
içindeki canlı alabalık restoranlarında veriliyor. Forella ve Özer restorranları
aynı zamanda birer alabalık üretme çiftliği. Yöreye gelenler, yer yataklı küçük
köy evlerinde ağırlanıyor.Yol üzerinde küçük ama müthiş lezzetli yeşil elmlar
satan bir sürü çocuğa rastlıyorsunuz. Restoranda yemek ücretlerini tur şirketi
ödüyor. Yemek sonrası ayakkabılarını çıkararak, dinlenme teraslarında bağdaş
kurup oturanlara isteğe göre elma çayı, adaçayı ya da kahve servisi yapılıyor.
Mustafa Özer'in işlettiği restoran, gece kalmak isteyenler için de ideal.
Battaniyelere sarılarak köşklerde yatılıyor.
Yemek sonrası keyif.. |
Yemeğin ardından sulu oyunlardan biri... |
Yemek sonrası inişe
geçilirken, Saraycık Harabeleri, Akropol kalıntıları ve tarihi eserler
görülüyor.
Gün akşam olurken, tur rehberi size günün anısı
olarak "Toros Fatihleri"nden bir olmaya hak kazandığınızı gösteren
sertifikanızı da veriyor.
Eğre dönüş yolunda kesmeboğazı'na geldiyseniz, gün
boyunca toz içinde kalan bedeninizi serin sulara atıp, hem serinliyor hem de
temizleniyorsunuz.
Ardından başlangıç noktasına çağrılan
minübüslerle kaldığınız otele götürülüyorsunuz.
Tur bitiminde doğaya öyle alışıyorsunuz ki, aynı
parkura defalarca çıkan turistlere sık sık rastlanıyor. |