Yangının Yapısı ve Gelişimi YANGIN YERİNDEKİ TEHLİKELER TEHLİKELİ MADDELER TEMEL KİMYASAL KAVRAMLAR

YANGIIIIIIIIIN..........!

Merhaba dostlarım. Biliyorsunuz ki yangın karşı konulmaz ve çok tehlikeli bir afettir. Genellikle kazalardan dolayı meydana gelir. Elektrik prizlerindeki kaçaklar , sobalardan çıkan alevler , kibrit,sigara, piknik yerinde sönmemiş kömürler ve daha bir çok şey. Evet aslında küçücük dikkat gerektiren bu kazalar büyük afetlere neden olmaktadır. Sizlere yangının yapısını gelişimini, sebeplerini, tehlikeli maddeleri ve bunlar hakkındaki bilgileri sunuyorum. Umarım dikkate alır ve biraz dikkat göstererek sayfayı incelersiniz.

 

    YANGININ YAPISI ve GELİŞİMİ


    1-  YANGININ TANIMI
        1-1- Yanmanın ve Yangının Tanımı
        1-2- Oksidasyon Çeşitleri
        1-3- Yangın Tedrahedronu

    2-  YANGIN BİLEŞENLERİ
        2-1- Oksijen Kaynakları
        2-2- Isı Kaynakları
        2-3- Yakıt Çeşitleri

    3-  YANMA ÜRÜNLERİ
        3-1- Isı
        3-2- Işık (Alev)
        3-3- Duman
        3-4- Yangın Gazları

    4-  YANGININ SAFHALARI
        4-1- Başlangıç Safhası
        4-2- Denge (Yayılma Safhası)
        4-3- Sıcak Tütme (Korlaşma) Safhası

    5-  ISI TRANSFERİ
        5-1- İletimle Isı Transferi
        5-2- Taşınımla Isı Transferi
        5-3- Işınımla Isı Transferi

    6-  YANGIN TÜRLERİ
        6-1- A Türü Yangınlar = Katı Madde Yangınları
        6-2- B Türü Yangınlar = Sıvı Madde Yangınları
        6-3- C Türü Yangınlar = Gaz Yangınları
        6-4- D Türü Yangınlar = Hafif Metal Yangınları
     

 

    YANGIN YERİNDEKİ TEHLİKELER

        Yangın yerinde canlıları ve itfaiyecileri tehdit eden çok çeşitli ve büyük tehlikeler oluşur. Yangını birincil afet yapan ve itfaiyeciliği en riskli ve stresli meslek haline getiren bu tehlikelerdir. Yangın yerindeki tehlikeleri dokuz başlık altında inceleyebiliriz.

    1-  YANGININ BÜYÜME HIZI
     Yangın çok hızlı büyür, dolayısıyla yangına karşı yapılacak müdahale de çok hızlı yapılmalıdır.

    2-  YÜKSEK SICAKLIK TEHLİKESİ
     Yangın yerinde insanın dayanabileceğinin çok üstünde sıcaklık oluşmaktadır. Müdahale edenler yanmamaları için gerekli donanıma sahip olmalıdırlar.

    3-  YANGIN BİLEŞENLERİNİN YANGININ YAYILMASINA ETKİLERİ
    3-1-Yanıcı Madde (Cinsi, Miktarı, Dağılımı)
    3-2- Hava veya Oksijen (Hava Büyüklüğü, Rüzgar)
    3-3- Isı Transferi (İletim, Taşınım, Işınım)

    4-  YANGININ SAFHALARINDAKİ TEHLİKELER
    4-1- Başlangıç Safhasında ALEV DİLİ (Flame - over)
    4-2- Denge Safhasında ANİ TAM TUTUŞMA (Flash - over)
    4-3- Sıcak Tütme Safhasında YANGIN PATLAMASI (Backdraft)

    5-  ZEHİRLİ GAZLARIN OLUŞTURDUĞU SOLUNUM ZORLUĞU TEHLİKESİ
    5-1- Boğucu Etki Yapan Zehirli Gazlar (1. Grup)
    5-2- Tahriş Edici Zehirli Gazlar (2. Grup)
    5-3- Kanı Zehirleyen, Sinir Sistemini Tahrip Eden Zehirli Gazlar (3. Grup)

    6-  PATLAMA TEHLİKESİ
    6-1- Fiziksel Patlama
    6-2- Kimyasal Patlama
           Patlayıcı Maddelerin Patlaması, Oda Patlaması, Yangın Patlaması

    7-  ÇÖKME TEHLİKESİ
     Patlamanın Tesiri İle, Kolon ve Kirişlerin Yanması İle, Yüksek Sıcaklıkla Demirin Yumuşaması İle, Yüksek Sıcaklıkla Betonun Ayrışması ve Tozlaşması İle, Yüksek Sıcaklıkla Tuğlaların ve Taşların Çatlaması İle, Yüksek Sıcaklıkla Oda Hacminin Genleşmesi ve Gerilme İle, Sıkılan Suyun Ağırlığı İle

    8-  ELEKTRİK TEHLİKESİ
         Müdahale Mesafesi, Önlemler (Kuru elbise, Yalıtkan Eldiven), Elektriğin Kesilmesi

    9-  KİMYASAL TEHLİKE
    9-1- Tahriş Edici Sıvı Kimyasal Maddeler
    9-2- Tahriş Edici Katı Kimyasal Maddeler
    9-3- Zehirleyici Kimyasal Maddeler
    9-4- Su İle Reaksiyona Girerek Yanıcı Gaz Üreten Maddeler
    9-5- Radyoaktif Maddeler
     

     1- YANGININ BÜYÜME HIZI:

        Yangın geometrik olarak büyür. Başlangıcında bir bardak su ile söndürülebilecek bir yangın, ikinci dakikada bir kova su ile, üçüncü dakikada bir fıçı su ile ancak söndürülebilir. Buna karşılık itfaiyeci de çok hızlı olmak zorundadır. İtfaiyeci, meşguliyeti ne olursa olsun ihbardan bir dakika sonra hareket eden aracın içinde olacak, Dünya standartlarına göre en geç beş dakika sonra yangın yerine varmış ve hortum sermiş olacaktır. Yangın yerinde de ani ve isabetli kararlar alabilecek ve çok seri hareket edecektir.


    Şekil1: Yangının Büyüme Hızı Deneyi: Sıvılarda bu hız çok daha fazla, gazlarda ise anlıktır.

        Yangın için alınan bütün güvenlik önlemleri sürekli kontrol edilmeli ve her an kullanıma hazır tutulmalıdır. Yangın çıkışları ve merdivenleri her zaman açık olmalıdır. Hortumlar takılı ve kullanıma hazır, sulu sistemde her an basınçlı suyu mevcut ve bakımlı olmalıdır. Yangın söndürme tüpleri dirsek hizasına ve kaçış yolları üzerine, kolayca alınabilecek şekilde asılmalı, arabalarda hemen torpido altına takılmalıdır. Yangın yerinde saniyelerle yarışıldığı hiçbir zaman unutulmamalıdır.

        İtfaiye araçlarının birinci derecede geçiş üstünlüğüne sahip olmasının en önemli nedeni budur. Diğer araçlar itfaiye araçlarına hemen yol vermeli, itfaiye araçlarının geçişini zorlaştıracak şekilde araç park edilmemelidir.
     

    2- YÜKSEK SICAKLIK TEHLİKESİ:

        Yangın yerinde sıcaklık çok hızlı bir şekilde yükselir. Sıcaklık 5 dakika sonra 555 oC, 10 dakika sonra 660 oC, 15 dakika sonra 720 oC, yarım saat sonra 820 oC olmakta, bir saat sonra 927 oC’ a yükselmektedir. Görüldüğü gibi en büyük sıcaklık artışı ilk beş dakikada olmaktadır. Bunun için yangınlarda ilk dakikalar hatta saniyeler çok önemlidir.

        Yüksek sıcaklık ve alev insan vücudunda onarılmaz yaralar açmaktadır. Derinin yanması ile derinin altında bulunan ter bezleri tahrip olur. Vücutta bulunan toksin maddeler ter bezleri yoluyla dışarı atılmazsa kan zehirlenmesi yapar ve hayat sona erer. Yüksek sıcaklık dolayısıyla 1- Proteinler pıhtılaşmaya başlar, 2- Kan basıncının artmasıyla hayati organlarda iç kanamalar oluşabilir, 3- Kalbin ritmik temposu bozulur. Aşırı su kaybı, solunum sıkışması ve zorluğu meydana gelir. Bunların sonucu yine ölümdür.

        İnsan vücudu ve solunum sistemleri 65 oC sıcaklığa sınırlı bir süre, 120 oC sıcaklığa 15 dakika, 143 oC sıcaklığa 5 dakika, 177 oC sıcaklığa ise 1 dakika dayanabilir.

        Isının ışınımı olan alev, insan vücudunda 1. 2. 3. derece yanıklara sebep olur. Isı kaynağı ve alevle olan mesafe ve muhatap olma süresi önemli etkendir. Yanığın yeri, büyüklüğü ve derinliği de önemlidir. Gözler arasındaki bir yanık, bacaklardaki aynı büyüklükteki bir yanıktan daha tehlikeli ve kötüdür.

        1. derece yanık; Derinin güneş yanığı gibi yanması, deride kızarıklık biçiminde görülen yanıktır. Önemli kabul edilmez. 2. derece yanık; Su toplanarak derinin kabarcıklanması biçiminde meydana gelen yanıktır. Acı verir. 3. derece yanık; Derinin kömürleşecek derecede kavrulması biçiminde meydana gelen yanıktır.

        Yanık tedavisi tıbbın diğer bölümlerinden tamamen ayrı  ve karakteristik işlemleri olan bir tedavi biçimidir. Ülkemizde askeri amaçlı olarak İstanbul GATA’ da, Ankara GATA’ da bir de ayrıca Adana’da olmak üzere üç yerde ve çok sınırlı yatak kapasiteli Yanık Tedavi Merkezleri vardır. Çok masraflı ve zahmetli olması nedeniyle başka tıp fakültelerinde ve hastanelerde böyle bir merkez kurulmamıştır. Bu çok büyük bir eksikliktir. Mutlaka her ilde yeterli kapasitede Yanık Tedavi Merkezleri kurulmalıdır.

        Ayrıca yangın yerinde oluşan kızgın hava kısa süre de olsa solunduğunda, solunum alanlarında yanmaya neden olmaktadır. İç yanık denilen bu hadise burun kıllarının yanmış olması ile teşhis edilmekte ve bu yanık karşısında tıbben yapılabilecek bir şey kalmamaktadır.

        Yangın yerinde oluşan yüksek sıcaklık ve alev tehlikesine karşı yanmaya dayanıklı elbise, başlık ve eldiven giyilmelidir. Ayrıca hava tüplü solunum cihazı ve maskesi; yüz, göz yanıklarına ve iç yanığa karşı son derece önemli koruyucu görev yapmaktadır.
     

    3- YANGIN BİLEŞENLERİNİN YANGININ YAYILMASINA ETKİLERİ

           Yangın bileşenleri olan Yanıcı Maddenin cinsi, miktarı ve dağılımı, Oksijen veya havanın oranı, hava büyüklüğü, rüzgarın olup olmayışı ve Isı transferi gibi faktörler yangının yayılmasını etkilemektedirler.

     3-1- YANICI MADDE;

        Yanıcı maddenin cinsine bağlı olarak; Alevlenme Kabiliyeti, Tutuşma Sıcaklığı, Nem Oranı, Yüzey Kütle Oranı, Isıl Değeri gibi karakteristik özellikleri yangının büyümesini ve yayılmasını etkileyen faktörlerdir.


    Şekil 2: Yangının Yayılmasını Anormal Artıran Tehlikeli Maddeler.

        Yanıcı maddenin miktarına bağlı olarak; Yangın Potansiyeli, Yangın Yükü ve Yangın Yükü İndeksi gibi parametreler; Yanıcı maddenin dağılımı ile alakalı olarak; İmar Sıklığı, Yangın Bölmeleri, Yangına Karşı Bırakılacak Boşluk gibi faktörler yayılmayı etkilemektedirler.
     
     

     3-2- OKSİJEN veya HAVA

        Beşte biri oksijen olan hava, yangının büyümesini ve yayılmasını etkileyen en önemli faktördür.

        Yangın yerindeki Hava Büyüklüğü, Tabii Rüzgar ve Şiddetli Rüzgar varlığı, Oksijen Üreten Kimyasal Reaksiyonların olması, Yanıcı Madde - Oksijen Oranı gibi faktörler etkendir.

        Oksijenin oranı yükseldikçe yanma hızı ve ısısı artar. Birine normal hava diğerine saf oksijen verilen iki odun yığını karşılaştırılırsa yanma hızının ve yanma ısısının değiştiğini görebiliriz. Rüzgâr belirli bir zaman biriminde ateşe daha fazla oksijen verdiğinden körükleyici etki yapar. Şiddetli rüzgarla yayılan yangınlar çok zor kontrol altına alınabilir.
        Yangının yayılmasında yangın odasının büyüklüğü de önem taşır. Oda büyüdükçe oksijen oranı da artar. Büyük odalarda (bodrum yangını-tiyatroda sahne yangını gibi) yangın daha çabuk yayılır
     

     3-3- ISI TRANSFERİ

        Eksotermik bir kimyasal reaksiyon olan yangın, sürekli ısı üretmekte ve zincirleme şekilde bitişikteki maddeleri tutuşma sıcaklığına ulaştırarak büyümekte ve yayılmaktadır. Bu herkes tarafından kolayca anlaşılmaktadır. Ayrıca bitişik olmayan maddelerin tutuşma sıcaklığına ulaşarak yanmaya başlaması söz konusudur ki bu ancak tecrübeli itfaiyecilerce veya ısı transferi bilgisi ile anlaşılır.

     3-3-1- İletimle Isı Transferi (Conduction) ‘nde arada iletken vardır. Mesela kötü bir iletken olan "beton duvar" yangın odasındaki ısıyı diğer odaya iletir. Duvarın öbür tarafındaki duvar kağıdı, yaslanmış dolap, sandalye gibi yanıcı maddeler tutuşma sıcaklığına ısınır ve yanar. İtfaiyeci bunu bildiği için henüz hiçbir yanma belirtisi olmayan duvara su sıkarak soğutma yapar.

     3-3-2- Taşınımla Isı Transferi (Convection) ‘nde arada gaz yada sıvı akışkan vardır. Mesela yangın ürünü olan kızgın duman, baca etkisi ile yükselerek üst katlara ısı aktarmakta ve yangını taşımaktadır. Akışkan tahliyesi (ventilasyon) gerekir.

     3-3-3- Işınımla Isı Transferi (Radiation) ‘nde arada iletken veya akışkan olmadığı halde güneş örneğinde olduğu gibi ısı ışın olarak yayılmakta ve karşısındaki maddeyi tutuşma sıcaklığına yükseltmektedir. Işınım okları dik olarak ulaşırsa (ekvator gibi) etkili olmakta, yatay ulaşırsa (kutuplar gibi) etkisiz olmaktadır. Beyaz ve açık renkler ışınımı yansıtmakta, Siyah ve koyu renkler ışınımı soğurmaktadır. Işınım bütün istikametlere doğru, mesafenin karesiyle ters orantılı olarak yayılır.

        Rüzgar ters yönden esse dahi yangın, ışınımla etraftaki binalara ısı aktarır. Etraftaki binaları soğutmak gerekir.
     

    4- YANGININ SAFHALARINDAKİ TEHLİKELER

        Yangının başlangıç, gelişme ve sonuç safhalarında ayrı ayrı davranış biçimleri ve tehlikeler oluşmaktadır.

     4-1- Başlangıç Safhasında Alev Dili Tehlikesi (Flame-over); Başlangıç safhasında Oksijen yeterli ama ısı yetersiz olduğundan tam yanma olmuyor. Yarım yanmış gazlar sıcaklıklarından dolayı yükselip dolaşırlarken, uygun oksijen + sıcaklık oranını buldukları yerde kısa süreli olarak alev dili şeklinde yanıyorlar (Flame-over). Başlangıç evresinde itfaiyeciler müdahale ederken eğilerek, hatta çömelerek çalışmaları gerekiyor. Çünkü yukarılarda her an bir alev dili şeklinde yanabilecek yarım yanmış gazlardan oluşan duman dolaşmaktadır. Böyle durumlarda da hava tüplü solunum cihazı koruyucu görev yapmaktadır.



     4-2- Denge Safhasında Bütün Eşyaların Birden Tutuşması Tehlikesi (Flash-over); Denge safhasında ısı yeterli, oksijen yeterli, duman az ve hemen hemen tam yanma oluyor. Yükselen sıcak hava konveksiyonla odada dolaşarak bütün yanıcı maddeleri tutuşma sıcaklığına yükseltiyor. Bir anda tüm maddeler tutuşuyor (Flash-over). İtfaiyecinin birden alevlerin ortasında kalma tehlikesi var. Temkinli ve soğutarak ilerleme veya dışarıdan müdahale gerekiyor.


     4-3- Sıcak Tütme Safhasında Yangın Patlaması Tehlikesi (Backdraft); Sobanın gece uyutulmasına benzeyen ve Korlaşma Safhası da denilen bu safhada Isı yüksek, İlerleyen yangın oksijeni azalttığından oksijen yetersiz, yarım yanma yani sıcak tütme devam ediyor. Odayı basınçlı bir şekilde bu yarım yanmış gazlar dolduruyor. Kapı pencere açıldığında oksijen giriyor ve oda patlıyor (Backdraft). Bu İtfaiyeciler için en büyük tehlikedir.



        İslerden kararmış camlar, alev azlığı, duman çokluğu, kapının çok sıcak olması, aralıklardan puflayan duman ve homurtular backdraftın habercisidir. İtfaiyeciler backdraft öncesini tesbit etmeli, kapı ve pencereden direk girmemeli, önce çatıdan gaz tahliyesi (Vantilasyon) yapmalıdırlar.
     

    5- ZEHİRLİ GAZLARIN OLUŞTURDUĞU SOLUNUM ZORLUĞU TEHLİKESİ

        Yangın yerinde meydana gelen ölüm olaylarının çoğu zehirli gazlar sebebiyle olmaktadır. Zehirlenme çoğunlukla soluma, nadiren de deriden soğurma yoluyla olur.

        Zehirli gazları tesirlerine göre üç gruba ayırabiliriz;

     5-1- 1.Grup Zehirli Gazlar; Kendisi zehirli olmadığı halde bulundukları yerlerde oksijeni ittikleri için boğulmaya neden olurlar.

        Oksijen oranı % 16’ nın altındaki hava, insan vücudu için yetersizdir. Oksijenin dışındaki bütün gazlar bu açıdan zehirli kabul edilir. Bu gruba giren gazlar: Su Buharı, Azot, Asal Gazlar (Helyum, Neon, Argon, Kripton, Xenon), Hidrojen, Metan, Etan, Propan v.b.

        1. grup zehirli gazların bulunduğu yangın yerlerine ancak ağır solunum cihazları (Hava tüplü) ile girilmelidir. Hafif solunum cihazlarının (filtreli maske) oksijen olmayan yerde hiçbir anlamı olmayacaktır.

        Boğucu gazların tesiri altındaki odalar derhal havalandırılmalı, tesir altında kalan kazazedeler derhal temiz havaya çıkarılmalı, Rahat nefes alabilmeleri için yatırılmalı, kolu ve yakası gevşetilmeli ve oksijen verilmelidir. Hayat belirtisi görülmeyen kazazedeye suni teneffüs yaptırılmalı, vücut ısısını kaybetmemesi için üzeri örtülmelidir. Yangın yerinde bulunması gereken ambulansın önemi burada ortaya çıkmaktadır.

     5-2- 2. Grup Zehirli Gazlar; Nefes yollarını tahriş ederler, göz ve deriye de zarar verirler. Bunlar asidik ve bazik gazlardır; Hidroklorik Asit (HCl), Nitrik Asit (HNO3), Formik Asit (HCOOH), Asetik Asit (CH3COOH), Propiyonik Asit (CH3CH2COOH), Klor (Cl2), Kızgın hava, Amonyak (NH3), Aminler (R-NH2), Hidrazin (H2N-NH2), Azotdioksit (NO2), Azot Monoksit (N2O), Kükürtdioksit (SO2) v.b.

     2. grup zehirli gazların bulunduğu yangın yerlerine de her ihtimale karşı yine hava tüplü solunum cihazları ile girilmelidir.

        Aynı ilkyardım işlemlerine ilaveten kazazedenin yüzü gözü yıkanmalıdır. Tıbbi tedaviye gönderilmelidir.

    5-3- 3.Grup Zehirli Gazlar; Kana, sinir sistemine ve hücrelere tesir ederler. Bu gruba giren gazlar; Karbon Monoksit (CO): Hemen her yangında ortaya çıkar. Kan zehiridir. Akciğerlerden hücrelere oksijen taşıyan hemoglobinle birleşerek karboksi hemoglobin kompleksini oluşturur. Kandaki oksijen taşıyıcı yok edilmiş olur. Hidrojen Siyanür (HCN) benzer şekilde kompleks yapmaktadır. Kükürt Karbonat (CS2) ve Hidrojen Sülfür (H2S) sinir zehiridirler. Merkezi sinir sistemini tahrip edip ölüme neden olurlar.

        3.grup zehirli gazların bulunduğu yangın yerlerinde düşük dozajlarda özel filtreli maskeler kullanılabilirse de her ihtimale karşı hava tüplü solunum cihazları kullanılmalıdır.

        CO zehirlenmesi ile kandaki hemoglobinin 2/3 ‘ünde dönüşüm olmuşsa, artık kazazedeye saf oksijen vermenin bile hiçbir faydası olmayacaktır.

     5-4- Piroliz ve Ayrılma ile Tehlikenin artışı; Yangın yerindeki yüksek sıcaklık nedeniyle bazı gazların, zehirleme etkisi daha fazla ürünler oluşturduğu bilinmelidir. Karbontetraklorür (CCl4) [Halon 104, Yangın söndürücü olarak kullanılıyordu, yasaklandı] kızgın demire püskürtüldüğünde çok zehirli olan fosgen (COCl2) oluşur. Diğer halojenlerde de benzer şekilde daha zehirli ürünler oluşur.
     

    6-PATLAMA TEHLİKESİ

        Yangın yerindeki en büyük tehlikelerden biri de patlama tehlikesidir.

     6-1- Fiziksel Patlama; Yangın yerinde içinde yanıcı gaz olsun olmasın bütün basınçlı kaplar fiziksel patlama tehlikesi oluştururlar. Yangın söndürme tüpleri, deodorantlar, düdüklü tencere, LPG tüpleri içlerindeki gazın artan sıcaklıkla genleşmesi sonucu, çeperlerin taşıyabileceği basıncı aştığında en zayıf yerinden, genellikle ısındığı taraftan patlar. Dış kabı aksi istikamete doğru şarapnel tesiri ile fırlar. Tüpler soğutulduktan sonra yangın mahallinden çıkartılmalıdır.

     6-2- Kimyasal Patlama; a- Patlayıcı Maddelerin patlaması; Yangın yerinde patlayıcı maddeler olabilir. Isı ve ateşin ulaşması sonucu patlama meydana gelir. b- Oda patlaması; Yanıcı gazların alt ve üst patlama sınırları vardır. Kapalı hacimde var olan veya açığa çıkan yanıcı gazların konsantrasyonu bu patlama sınırları arasına ulaşırsa en ufak bir kıvılcımla bile oda patlaması meydana gelir.
     
     

    YANICI GAZ ADI

    ALT VE ÜST PATLAMA SINIRLARI [% HACİM] 
    LEL - UEL

    LPG

    2,3 - 9,6

    DOĞALGAZ

    5 - 15

    HAVAGAZI

    4 - 40

    HİDROJEN

    4 - 75,6

    ASETİLEN

    1,5 - 82

    KARBON MONOKSİT

    12,5 - 74

    KÜKÜRT KARBONAT

    1 - 60

    Tablo 1: Bazı yanıcı gazların alt ve üst patlama sınırları;

    c-Yangın patlaması; oda içindeki yarım yanmış, basınçlı ve yüksek sıcaklıktaki
    gazların odaya oksijen girmesi sonucu patlaması (Backdraft) 4-3 ‘de anlatılmıştı.
     

    7- ÇÖKME TEHLİKESİ

        Yangın yerinde çökme tehlikesi ile sık karşılaşılır. Çökmeyi kullanılan malzeme ve yapı cinsi önemli ölçüde belirler. Yapı malzemeleri olarak ; ağaç, döküm, çelik, taş ve tuğlayı inceleyebiliriz.

        Ağaç; esnekliği, çekme mukavemeti, ısıl yalıtkanlığı ve yüksek basınç dayanıklılığı nedeniyle avantajlıdır. Ayrıca çökme öncesinde çatırdaması itfaiyeciler için uyarı niteliği taşır. Yalnız yanıcı olması nedeniyle taşıma gücünü tehlikeli bir şekilde kaybeder. Özellikle çatılarda, bağlantı noktalarında yanma olursa çökme oluşur.

        Döküm; sıcaklığa karşı çok ılımlı davranır. 4OO °C sıcaklıktan sonra döküm çeliğe nazaran daha az olarak taşıma gücünü kaybetmeye başlar. 11OO °C sıcaklıkta ise herhangi bir dış değişiklik göstermeden taşıma gücü tamamen ve ani bir şekilde kaybolur. Bu olay ısınmış yapı malzemelerinin ani soğumasına neden olabilecek şekilde su sıkılması durumunda daha düşük derecelerde de gerçekleşir.

        Çelik; çok yüksek ısı iletimine sahiptir. Isınma durumunda gerilme sınırını çok kolay aşabilir. Gerilme sınırı aşıldığında gerilme esnekliği kaybolur. Ve kalıcı şekil değişmeleri meydana gelir. Çok zayıf olan ve basınç altında bulunan yapı kısımları yüksek sıcaklıklarda ortadan katlanır. Basınç altındaki parçalar ise uzar ve birleşim noktalarında değişiklikler meydana getirir. Bu durumda bütün konstrüksiyonu ve çevirme duvarlarını yıkabilecek güçte kuvvet meydana gelir. Çelik, sıcaklık yükseldikçe sağlamlığını ve taşıyıcılığını kaybeder.

        Taş; yangın durumunda çok olumsuz davranır. Tabii taşlar serttir. Yüksek basınç mukavemetine sahiptir. Isı iletme oranları çok düşüktür. Isınan taşların içinde bulunan Kuvars(SiO2) kristalleri diğer parçalar gibi genleşemediği için özellikle ani soğumalarda maddenin değişikliğine yol açar. Granit soğutma suyu ile karşılaştığında cam gibi çatlar.

        Tuğla ve Briket; Sıcaklığa karşı tutumları daha iyidir. Bu malzemeler imal edilirken yüksek sıcaklık altında pişirildiklerinden ısıya karşı mukavemetlidirler. Bu suni taşlar ateşe dayanıklı yapı malzemeleri olarak kulanım alanları bulur. Ayrıca ateşe çok dayanıklı refrakter tuğlalar yüksek sıcaklık işlemleri için kullanılmaktadır.

        Dört türlü yapı şekli vardır. 1-Ahşap yapılar 2-Bağdadi yapılar 3-Kagir yapılar(Yığma) 4-Ateşe dayanıklı, betonarme yapılar.

        1-Bazı tarihi binalar, kulübe ve yazlıklar ahşap yapı türünün kullanıldığı yapılardır ve özellikle tek katlı olarak yapılanlar için çökme tehlikesi çok azdır.

        2-Bağdadi yapı şekli aslen ahşap olup duvarları ve bazı aksamı sıvalarla takviye edilmiştir. Şehirlerde ve taşralarda üç ile dört kat yüksekliğinde sık sık rastlanır. Çökme tehlikesi çok yüksektir.

        3-Kagir yapı türleri bulunduktan ikinci dünya savaşına kadar sıkça kullanılmıştır. Bu yapıların özellikleri; duvarlarının ateşe dayanıklı tuğladan; yer, tavan, merdiven ve çatısının ağaçtan yapılmış olmasıdır. Çökme tehlikesi çok fazladır.

        4-Betonarme binalarda duvarlar tuğla veya betondan, tavanlar ise çelik veya betondan yapılmıştır. Bazı binalarda çatılar dahi çelik veya çelik beton konstrüksiyondan yapılmıştır. Bu binaların merdivenleri de kaçma ve müdahale yolu olarak ateşe dayanıklıdırlar.

        Çökmenin birinci sebebi, yüksek sıcaklıktan dolayı yapı malzemelerinin taşıma gücünün zayıflamasıdır; Ahşap binalarda; direk, bağlantı ve kirişlerin yanması sonucu, betonarme binalarda kolan ve kirişlerdeki demirin yumuşaması ve taşıyıcı özelliğini kaybetmesi ile, betonun 500 o C sıcaklıktan sonra tozlaşması ve ayrışması ile çökme oluşur.

        Çökmenin diğer sebebi ise çeşitli nedenlerle oluşan basınç ve kuvvetlerdir; Taşların iç gerginlik sonucu çatlaması ile, Isıdan dolayı oda hacminin genişlemesi ve uzama, gerilme ile, patlamadan dolayı gelen yüksek basınç ile, uzun süre sıkılan söndürme suyunun oluşturduğu fazla ağırlık ile ve su emici maddelerin şişerek oluşturduğu kuvvetlerle yan duvarları yıkması sonucu çökme oluşur.

        İtfaiye erinin çökmeye karşı kişisel koruma tedbiri itfaiye miğferidir. Tehlikede bulunan ekipler derhal geri çekilmelidir.
     

    8- ELEKTRİK TEHLİKESİ

        Yangın yerindeki elektrik kaçağı itfaiyeciyi tehdit eden en büyük tehlikelerdendir. İtfaiyecinin en büyük silahı sudur ve su da elektriği iletir. Dolayısıyla su sıkarken çarpılma ve ayrıca dokunarak çarpılma tehlikesi vardır. Elektrik kurumu tarafından aksi belirtilmedikçe tüm teller ve metal kısımlar elektrikli olarak kabul edilmelidir. Sarkan kablo, metal gaz, su ve kalorifer boruları ve demir çitlerden uzak durulmalıdır.

        Yangın yerinde önce elektrik şalteri indirilerek veya sigorta sökülerek, mümkün değilse elektrik kurumundan yardım istenerek elektrik kesilmelidir.

        Bu arada elektrik kesildiği için gündüz penceresiz odalarda ve zemin altındaki katlarda, gece tüm yangın yerinde gizli karanlık tehlikesi oluşur. Bu nedenle el feneri bulundurulmalıdır.
     
     



    Elektriğin Tehlike Sınıflandırması;

    0-65 volt

    Tehlikesizdir. İnsan vücudu bu gerilime dayanabilir.

    66-1000 volt 

    Tehlikeli Alçak Gerilim

    1001 volt ve üzeri

    Tehlikeli Yüksek Gerilim

    Elektriğe Müdahalede Mesafe;

    Müdahale Maddesi 

    Alçak Gerilim İçin (metre)

    Yüksek Gerilim İçin (metre)

    CO2 

    1

    5

    KKT 

    1

    5

    Su (Yağmurlama)

    1

    5

    Su (Direkt) 

    5

    10

        Elektrik tehlikesi tehdidi altındaki yangın yerlerinde kuru elbise ve yalıtkan eldiven ile çalışılmalıdır. Kazazedeye dokunmak hatta yaklaşmak bile tehlikeli olabilir. Önce elektrik kesilmeli, kesilemiyorsa kuru odun, kuru elbise gibi tamponlar aracılığıyla kazazede elektrikli kısımdan uzaklaştırılmalıdır.
     

    9- KİMYASAL TEHLİKE

        Yangın yerinde tehlikeli kimyasal maddeler bulunabilir. Tehlikeli kimyasal maddelerin çoğunluğunu tahriş edici kimyasal maddeler oluşturur. Bunlardan gaz olanlar 5.bölümde 2.grup zehirli gazlar bahsinde anlatılmıştı.

    9-1- Su İle Reaksiyona Girerek Yanıcı Gaz Üreten Maddeler
     

        Sodyum, Potasyum, Kalsiyum metalleri, bu metallerin peroksitleri ve karpit gibi maddeler su ile temas ettiklerinde Hidrojen gazı oluştururlar. Yanma patlama şeklinde olur. Bu nedenle yangında bu maddelere kesinlikle su sıkılmamalıdır. Bu maddeler tamamen havasız ortamda saklanmalıdır.

    9-2- Zehirleyici Kimyasal Maddeler;
     

    Kurşun tozu (Pb), Cıva (Hg) ve Fosfor (P) açık yaralardan ve mide bağırsak yolu ile insan vücuduna girip zehirleyebilirler. PVC yandığı zaman Hidroklorik Asit (HCl) çıkarır. Hidrojen Siyanür (HCN), Metil Bromür (CH3Br, [Halon 1001]) ve Karbon Tetraklorür (CCl4, [Halon 104]) deri yolu ile vücuda girebilen zehirli maddelerdir. Bu konuda Uludağ Üniversitesi Zehir Danışma Merkezi 365 gün/24 saat hizmet vermektedir. (Tel: +90 224 442 82 93)

    9-3- Radyoaktif Maddeler
     

    Atomların parçalanması esnasında çekirdeklerinden çeşitli ışınlar yayılır. Bu ışınlar alfa (a), beta (b) ve gama (g) diye adlandırılmıştır. Alfa ve beta ışınları yüklü partiküllerdir. Gama ışınları ise röntgen ışınlarına benzeyen kısa dalgalı ve giriş (yarma, nüfuz) gücü yüksek ve uzun menzilli elektromanyetik dalgalardır.

        Gama kaynağı olarak Kobalt (Co-60), İridyum (Ir-192) ve Sezyum (Cs-137) kullanılmaktadır. Endüstride; seviye, kalınlık ölçme, kaynak ve dikiş kontrolü için radyografi (gamagrafi) şeklinde, tıpta teşhis ve tedavi amaçlı olarak radyoterapi’de  kullanılmaktadır. Ayrıca kriminolojide, jeolojide v.b. kullanım alanları vardır. Bunlardan aktivitesi yüksek ve sürekli aktif kaynak olarak sadece radyoterapi merkezleri tehlike oluşturabilir. İstanbul’da 3’ü özel olmak üzere 10 hastanede gama ışını ile tedavi yapan radyoterapi merkezi vardır. Yalnız bunlar son derece güvenli korunmaya sahiptirler. Konu ile ilgili  kurum İstanbul’daki Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi (ÇNAEM) dir. [Tel: 0.212.548 40 50 (6 hat)] Merkez yetkilileri bugüne kadar böyle bir tehlike ile karşılaşılmadığını söylemektedirler. Ankara'da da Ankara Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi (ANAEM) bu konuda görev yapmaktadır.

        Alfa, beta ve gama ışınlarına iyonize ışınlar denir. Bu ışınlar insan vücudundan geçerlerken atom ve moleküllerdeki elektronları yerinden koparmak suretiyle iyonize ettikleri için ışın hastalıklarına yol açar. Işın hastalıkları akut ve kronik diye ikiye ayrılır. Akut olarak; kusma, ishal, ağız ve gırtlak iltihabı, burun kanaması ve ateşlenme ortaya çıkar. Kronik hastalıklar olarak kısırlık, kanser, karaciğer hastalıkları, kanda değişme ve erken yaşlanma sayılabilir.  Ayrıca ırsi (genetik) tesirleri olup, sakat doğumlara yol açtığı için müdahale eden itfaiyecilerin 45 yaşın üzerinde olmasına ve kısa sürelerle nöbetleşe çalışılmasına dikkat edilir.

        Alfa ışınları ancak deriyle direkt temas halinde tehlike oluşturur. Beta ışınları çok yakın mesafede tesir edebilir. Ancak gama ışınları uzak mesafelere de tesir eder. "İyonize hava" elektriği ilettiği için Radyakmetreler veya Otomatik İyonize Yangın İkaz Sistemleri tarafından kolayca algılanır. Etkilenmeyi ve korunmayı 1- Uzaklık, 2- Zaman ve 3- Zırh faktörleri belirlemektedir. Alfa, beta ve gama ışınları ile karşılaşma ihtimali varsa uzaktan müdahale en iyi korunma tedbiridir. Bu arada Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezinden uzman ekip istenmelidir. Ancak insan hayatı söz konusu ise veya önemli bir tehlikeyi ortadan kaldırmak için kısa süreli müdahale düşünülebilir. Alfa ve beta ışınlarına karşı korunmak kolaydır. Ancak bu ışınları yayan kaynakların yani radyoaktif maddelerin teneffüs edilmemeleri gerekir. Normal elbise bile alfa ışınları için iyi, beta ışınları için kısmi koruyucudur. Gama ışınları için kurşuna batırılmış veya kurşunla kaplı elbiseler bile çok az koruyucu görev yapar. Gama ışınlarının oluşabileceği yerlerde koruyucu duvar örebilmek için kurşunlu tuğla bulundurmak gerekir. Radyoaktif maddelerin sindirim ve solunum yolu ile vücuda girmemeleri için hava tüplü solunum cihazları mutlaka kullanılmalıdır.

     9-4- Tahriş Edici Sıvı Kimyasal Maddeler;
     

     Tahriş edici maddeler arasında sıvılar deriye daha derinden nüfuz edebildiklerinden daha tehlikelidirler. Bunlar çoğunlukla kuvvetli asitler ve kuvvetli bazlardır; Nitrik Asit (HNO3), Hidroklorik Asit (HCl), Sulfirik Asit (H2SO4), Hidroflorik Asit (HF), Sodyum Hidroksit [Sudkostik] (NaOH) v.b.

        Tahriş Edici Katı Kimyasal Maddeler de uzun süre aynı yerde kaldıklarında hücrelerin salgıladıkları sıvılarla çözünerek tahriş etkisi gösterirler. Katı olarak; Hidroksitli Kireç (KOH), Katı Sodyum Hidroksit [Südkostik] (NaOH), Söndürülmemiş Kireç (CaO), Toz halinde Kalsiyum Karpit (CaC2) v.b.

        Tahriş edici kimyasal maddeler göz için en büyük tehlikeyi teşkil eder. Bir damlası dahi gözü kör edebilir. Bu yüzden bu tür tehlikelerin tehdidi altındaki yangın yerlerinde; gözleri korumak için maske, elleri ve ayakları korumak için lastik veya plastik eldiven ve çizme kullanılmalı, deri eldiven ve ayakkabı kullanılmamalıdır. Çünkü deri tahriş edici maddeyi içine çekeceğinden çok tehlikelidir. Özel durumlarda plastik veya özel kaplanmış komple elbiseler kullanılmalı ve koruyucu elbisenin pantolon paçasının çizmenin üzerine taşmasına dikkat edilmelidir.
       

    KAYNAKLAR

    1- YANGIN YERİNDE YEDİ TEHLİKE             1989, Dr. Lutz STRAUSS
    2- ESSENTIALS OF FIRE FIGHTING             1992, IFSTA
    3- SAFETY                                                      1997, NFPA
    4- HAZ-MAT & TOXICOLOGY                        1997, NFPA

 
  • TEHLİKELİ MADDELER

    Tehlikeli Maddeler; patlayıcı, parlayıcı, kolay yanıcı, yakıcı, zehirli, mikrop bulaştırıcı, radyoaktif, aşındırıcı, kendi kendine tutuşan, ıslandığında yanan ve diğer tehlikeleri oluşturan maddelerdir.
     







    1-PATLAYICILARPatlayıcılar; darbe, ısı, sürtünme ile yüksek ısı ve basınç oluşturan maddelerdir.
    1.1  Kitle halinde ve birden patlayanlar Örn: Dinamit (%75 TriNitroGliserin + %25 Dolgu),TNT (TriNitroToluen), Barut (Potasyum Nitrat + Karbon + Kükürt)
    1.2  Mermi, şarapnel parçası ve benzeri fırlatabilen, fakat kitle halinde patlamayanlar. Örn: Fişek, Kapsül
    1.3  Patlama şiddeti hafif olup, yangın başlatma tehlikesi arzeden patlayıcılar. Örn: Havai Fişek
    1.4  Önemli bir etki arzetmeyen patlayıcılar. Örn: Fünye, Maytap, Oyuncak Kapsül.
    1.5 Şiddetli patlayıcı olup kitle halinde patlayabilenler, Örn: Amonyum Nitrat-Fuel Oil Karışımı
    1.6 Çok şiddetli patlayıcı olup kitle halinde patlamayanlar.

    1. Sınıf Tehlikeli Maddelerin oluşturdukları yangınlarda; en kısa sürede bol su kullanılmalıdır. 
     





    2-BASINÇLI GAZLARBütün gazlar basınç altında depolanır ve taşınır. Dolayısıyla potansiyel "Fiziksel Patlama" tehlikesi oluştururlar.
    2.1  Yanıcı gazlar; Kapalı hacimde tüm yanıcı gazlar kimyasal patlama tehlikesi oluşturur. Hepsinin alt (LEL) ve üst (UEL) patlama sınırları vardır. Örn: LPG, Hidrojen, Asetilen.
    2.2  Yanıcı ve zehirli olmayan basınçlı gazlar; Sadece fiziksel patlama tehlikesi; Örn: Azot, Argon Ayrıca yakıcılık (oksitleyicilik) tehlikesi; Örn: Oksijen
    2.3  Zehirli Gazlar; Boğucu Gazlar; Oksijen’in dışındaki bütün gazlar boğucu etkileri nedeniyle zehirli kabul edilir.Örn:Karbondioksit, Tahriş edici gazlar; Örn: Klor, Formik Asit, Toksik gazlar; Örn: Fosgen, Hidrojen Florür

    2. Sınıf Tehlikeli Maddelerin oluşturdukları yangınlarda gaz kesilmelidir. Gaz yangınları için
    söndürme maddeleri;  KKT, CO2 ve Halon Alternatifleridir. 2.3. Altsınıfı Zehirli Gazların tehdidi altındaki yerlere solunum cihazsız girilmemelidir. 

     



    3- YANICI SIVILAR3.1 Alev alabilen sıvılar; Tutuşma noktası 60.5 o C den aşağı olan maddeler Örn: Benzin, Benzol, Toluol, Etil Asetat, Butanon, Gazyağı, Motorin, Butanol, 
    3.2 Yanıcı Sıvılar; Tutuşma noktası 60.5 - 93 o C arasında olan maddeler. Örn: Katran, Fuel Oil, Motor Yağları

    3. Sınıf Teh.Mad.ler için söndürme maddeleri; Köpük, KKT, CO2  ve Halon Alternatifleridir.




    4- YANICI KATILAR4.1  Alev alabilen ve kolay tutuşan katı maddeler; Örn: Kırmızı Fosfor, Magnezyum, Proksilin plastikleri, Naftalin, Kükürt, ağaç tozu, kömür tozu, un, sellüloit.
    4.2  Kendi kendine tutuşabilen maddeler; Bu maddeler açık havada kaldığında kendi kendine tutuşurlar ve kuvvetli şekilde yanarlar. Uygun ambalajlar içinde havasız ortamda saklanırlar. Örn: Beyaz Fosfor, Sodyum-Potasyum-Kalsiyum Fosfor bileşikleri, Alüminyum tozları
    4.3  Su ile reaksiyona girerek yanıcı gaz çıkartan maddeler; Su ile hatta havanın nemi ile reaksiyona girerek yanıcı ve patlayıcı olan Hidrojen ve Asetilen gazlarını açığa çıkarırlar. Örn: Sodyum, Potasyum, Kalsiyum metalleri, bu metallerin peroksitleri, Kalsiyum Karpit, X423

    4.3 Altsınıfı maddelerin tamamı ile; Aluminyum, Magnezyum gibi Hafif Metallerin yangınlarında kesinlikle su tutulmaz, D tozu kullanılır.



    5- OKSİTLEYİCİ (YAKICI MADDELER)5.1  Oksitleyici (Yakıcı) maddeler; Bu maddeler kendileri yanıcı olmadıkları halde bünyelerinde yanma için gerekli olan oksijeni bulundurduklarından yanabilen maddelerle temas edince reaksiyon başlatırlar. Örn: Hidrojen Peroksit, Perklorik Asit, Sodyum-Potasyum Nitratlar, Bu metallerin peroksitleri, permanganatları, Kloratlar, Perkloratlar, Kalsiyum Karbonat, Kromik Asit, Amonyum Nitrat
    5.2  Organik Peroksitler; Kendiliğinden parlayarak parçalanma, çok hızlı yanma, şok veya sürtünme etkisine duyarlılık. Başka maddelerle hızlı bir şekilde birleşme ve göze zarar verme özellikleri gösterirler.Örn: Benzoil Peroksit, Perasetik Asit, Asetil Peroksit Çözeltisi.

    5. Sınıf Teh. Mad.ler yangın yerinden hemen uzaklaştırılmalıdır.



    6- ZEHİRLİ MADDELER6. Sınıf Tehlikeli Maddeler; Deri ve göz soğurması, Mide-bağırsak yolu ve Solunum yolu ile zehirleyebilirler.
    6.1  Zehirleyici sıvı ve katı maddeler; Anilin, Arsenik, Metil Bromid, Karbon Tetraklorid, Çinko Fosfit, Hidrosiyanik Asit, Talyumtozları, Kurşun bileşikleri, Magnezyum ve Kalsiyum Kloratlar, Cıva bileşikleri, Dimetil Sülfat, Baryum Sülfür, Metil Alkol.
    6.2  Mikrop bulaştırıcı maddeler; Örn: Antraks, Tıbbi Atıklar.

    6. Sınıf için plastik elbise, eldiven ve çizme giyilmeli, Solunum Cihazı kullanılmalıdır. Bu konuda Uludağ Üniversitesi Zehir Danışma Merkezi 365 gün/24 saat hizmet vermektedir. (Tel: +90 224 442 82 93)


    7-  RADYOAKTİF MADDELER7.  Radyoaktif maddeler; İyonize ışınlar yayarak atom ve moleküllerdeki elektronları yerinden koparmak suretiyle ışın hastalıkları oluştururlar. Bu sınıfa giren maddeler birim kütle başına aktiviteleri [spesifik aktivite] 70 kBq/kg (0.002 mCi/g)' dan büyük olan herhangi bir radyoizotop (Kobalt [Co-60], İridyum [Ir-192], Teknesyum [Tc-99], İyot [I-131], Sezyum [Cs-137], Amerisyum [Am-241] gibi)  veya bu radyoizotopun bileşikleri veya bunların başka maddelerle karışımları. Örn: Radyoterapi işleminde kullanılan aktif gama  kaynakları; Kobalt [Co-60], Nükleer tıp laboratuvarlarındaki kaynaklar; Teknesyum [Tc-99], İyot [I-131], Paratonerlerde bulunan radyoaktif maddeler; Amerisyum [Am-241].

    7. Sınıf Tehlike için yetkili kurum olan Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi [ÇNAEM]' e başvurulmalıdır. (Tel: +90 212 548 40 50 (6 hat)


    8- AŞINDIRICI SIVILAR8.  Aşındırıcı sıvılar; Kuvvetli asitler ve bazlardır. Demir, alüminyum gibi bazı metalleri aşındırdıkları gibi canlıları dağlayıcı özellik gösterirler. Örn: Asitler: Hidroklorik Asit (Tuz ruhu), Sülfürik asit, Nitrik Asit (Kezzap), Bazlar: Sodyum Hidroksit (Kostik), Potasyum Hidroksit, Sodyum Hipoklorit.

    8. Sınıf Teh. Mad.lerin tehdidi altındaki yerlerde gözlük takılmalı, plastik elbise, eldiven ve çizme giyilmelidir. Seyreltme yapılmalıdır. Asitler su ve bazlarla seyreltilir. Bazlar ise su ve asitlerle seyreltilir. Seyreltme yapılırken Çözünme Isısına ve sıçramaya dikkat edilmeli, Derişik Sülfirik Asit (H2SO4)'e direkt su tutulmamalıdır.


    9- DİĞER TEHLİKELİ MADDELER9.  Diğer tehlikeli maddeler; Yukarıdaki sınıflandırmanın dışında kalan tehlikeli maddeler. Örn: Asbest, Malathion (Pestisid), Amyant.

    KAYNAKLAR: 
    1- FIREFIGHTER'S HAZARDOUS MATERIALS REFERENCE BOOK D.J. Davis & G.T. Christianson NY, 1991  
    2- HAZARDOUS MATERIALS G.G. Noll, M.S. Hildebrand & J.G. Yvorra FPP, 1996 
    3- HAZARDOUS MATERIALS FOR FIRST RESPONDERS IFSTA, 1995 
    4- Zararlı Kimyasal Madde ve Ürünlerin Kontrolü Yönetmeliği Resmi Gazete No:21634 11.07.1993 
    5-Tehlikeli Yük Taşımacılığı Temel Eğitimi B. Glawion & R. Sander, (Çeviri) Dekra-Akademie & USD,1995 
    6- Dräger-Tube Handbook Lübeck, 1994 
    7- HAZ-MAT & TOXICOLOGY Mississippi Fire Academy, NFPA, 1997   
    8- Tehlikeli Maddeler Ders Notu İBİTEM, 1998   
    9- NORTH AMERICAN EMERGENCY RESPONSE GUIDEBOOK CANADA [CANUTEC], MEXICO [CECOM] & USA [NRC], 1996
 
  • TEMEL KİMYASAL KAVRAMLAR

     Absorpsiyon: Bir gazın bir sıvı veya katı içinde homojen olarak dağılması veya ışınların taşıdığı enerjinin maddeler tarafından alınması olayıdır.

     Adsorpsiyon: Gazların katı yüzeyde tutunması.

     Aktivasyon Enerjisi: Bir reaksiyonun başlayabilmesi için gerekli olan en az enerji miktarıdır.

     Allotropi: Bir elementin kimyasal özellikleri aynı ve fiziksel özellikleri farklı olan değişik şekillerde olabilmesidir.

     Amfoterlik: Bir maddenin kuvvetli asitlere karşı baz, kuvvetli bazlara karşı asit özelliği göstermesidir.

     Amorf: Kristal şeklinde olmayan şekilsiz katı tanecikler.

     Asit: Suda Hidrojen iyonu oluşturabilen madde.

     Atom: Maddenin parçalanmadan kimyasal reaksiyonlara girebilen en küçük yapı taşı.

     Atom Ağırlığı: Karbon 12 izotopunun atom ağırlığı 12 alınarak kıyaslama yolu ile her element için ayrı değerde olan bir sayıdır.

     Ayırdedici Özellikler: Karakteristik özellikler de denir. Bunlar maddenin miktarına bağımlı olmayan özelliklerdir. Yoğunluk, kaynama noktası, yanıcılığı, renk koku, vb..

     Ayırdedici Olmayan Özellikler: Maddenin miktarına bağımlı olan özelliklerdir. Kütle, hacim, uzunluk, basınç, sıcaklık, v.b.

     Ağırlık: Nesnelerin yer çekimi doğrultusunda uyguladıkları kuvvet veya bir cismin tabanı doğrultusunda uyguladığı kuvvettir.

     Baz: Suda Hidroksil iyonu oluşturabilen madde.

     Bağ: Bir maddenin fiziksel ve kimyasal davranışlarını etkileyen atomlar, moleküller ve iyonlar arasındaki çekme kuvvetinin bütünüdür.

     Bağ Enerjisi: Bir bağı koparmak için gerekli olan enerji.

     Bileşik: Kendinden daha basit maddelere ancak kimyasal olaylar sonucu ayrışabilen maddelerdir. Bir başka ifade ile birden fazla çeşitte maddenin belirli oranlarda bir araya gelerek ve kimyasal bir olay sonucu oluşturdukları yeni maddelerdir. Bileşiğin özellikleri kendini oluşturan maddelerin özelliklerinden faklıdır.

     Buhar: Basınçla bulunduğu sıcaklıkta sıvılaşabilen akışkan.

     Bir sıvının kendisi  üzerindeki ortamda, o sıvıya ait buhar moleküllerinin yaratacağı basınç payıdır. Buhar basıncı sıcaklık ile doğru orantılı olarak değişir. Aynı sıcaklıktaki iki farklı maddeden kaynama noktası daha düşük olanın buhar basıncı daha yüksek olur.

     Buharlaşma: Bir maddenin sıvı halden gaz haline geçmesidir.

     Çekirdek: Atomların merkezinde yer alan proton, nötron ve diğer birçok küçük parçacıklardan oluşan ve atomun hemen hemen bütün kütlesini ihtiva eden pozitif yüklü kısımdır.

     Çözelti: İki yada daha fazla maddenin homojen olarak birbiri içinde dağılmasından oluşan karışımlardır.

     Çözücü: Çözeltide büyük ölçüde bulunan madde.

     Çözünen: Çözeltide az ölçüde bulunan madde.

     Çökelek: Geometrik şekiller almamış atomlar veya moleküller topluluğudur.

     Donma: Bir maddenin sıvı halden katı hale geçmesi olayıdır.

     Derişim (Konsantrasyon) : Karışımlardaki karışan madde miktarlarını birbirlerine bağlı fakat karışımların toplam kütlesinden bağımsız olarak belirlemek için tanımlanan hal değişkeni.

     Deriştirme: Çözeltideki çözünen miktarını arttırma veya çözücü miktarını azaltma.

     Element: Kendinden daha basit maddelere ayrışmayan saf maddelerdir. Yeryüzünde 110 çeşit element  varlığı bilinmektedir. Her element ya bir harfle veya iki harfle sembolize edilir.

     Ergime: Bir maddenin katı halden sıvı hale geçmesidir.

     Elektroliz: Elektrik enerjisinin kimyasal enerjiye dönüşebilmesi sırasındaki olay, maddenin elektrik akımı  yardımı ile ayrıştırılması.

     Faz: Bir sistemde, sıcaklık, yoğunluk bileşim, kırılma indisi, elektrik sabiti vs.. gibi şiddet özelliklerinin aynı olduğu bölgelere denir.

     Fiziksel Olay: Maddenin kimyasal özelliklerinin aynı kaldığı fakat fiziksel özelliklerinin değiştiği olaydır. ısınma, kaynama, donma noktası gibi.

     Fiziksel Özellikler: Maddenin dış görünüşü ile ilgili özelliklerdir. Yoğunluk, ergime noktası, kaynama noktası, sertlik vs..

     Formalite: Bir litre çözeltide çözülmüş bulunan maddenin formül gram sayısı.

     Gaz: Kritik nokta üzerindeki akışkan bulunduğu sıcaklıkta basınçla sıvılaştırılmayan akışkan.

     Hidroliz: Bir tuzun su ile kendini veren asit  veya baza dönüşmesi.

     Homojen: Her yerinde aynı özelliğe sahip olma halidir.

     Heterojen: Farklı yerlerinde farklı özelliklere sahip olma halidir.  Bir maddenin bir parçasını almak istediğimizde, eğer seçme ihtiyacı duyarsak bu maddenin homojen olmadığına karar veririz.

     Isı: Maddeleri oluşturan atom veya moleküllerin kinetik hareketlerinin seviyesinde görünen enerji türü.

     Isınma Isısı: Bir maddenin bir gram veya bir molekülün sıcaklığını 1°C yükseltmek için gerekli ısı.

     İdeal Gaz: Moleküllerin öz hacimleri sıfır ve molekülleri arasında çekme veya itme kuvvetleri bulunmadığı var sayılan gaz.

     İyon: Pozitif veya negatif yüklü atom ve atom grupları.

     İyonlaşma: Nötral bir yapı biriminin elektron alarak, elektron vererek veya ayrışarak iyona dönüşmesi.

     Karışım: Birden fazla çeşitte maddenin kendi özelliklerini koruyarak bir araya gelmesiyle oluşan maddelerdir.
     Kalori: 1 gram suyun sıcaklığını 1°C yükseltmek için gerekli ısı miktarı, ısı birimi olarak kullanılır.

     Katalizör: Reaksiyon hızını arttıran fakat reaksiyondan değişmeden çıkan madde.

     Kaynama: Sıvıların buhar basınçlarının ısıtma işlemi ile dış basınca eşit olması hali.

     Kinetik Enerji: Bir cismin hızından dolayı sahip olduğu hareket enerjisi.

     Kimyasal Olay: Maddenin kimyasal özelliklerinin değiştiği olaydır.  Yani maddenin başka bir maddeye dönüştüğü olaydır.

     Kimyasal Özellikler: Maddenin iç yapısı ile ilgili özelliklerdir. Yanıcı olup olmaması, asidik veya bazik oluşu v.b. Bir maddenin kimyasal özellikleri değiştiğinde bu madde başka bir maddeye dönüşmüş ise, dolayısıyla adı da değişir.

     Kristal: Geometrik şekiller halindeki atomlar veya moleküller topluluğu.

     Kısmi basınç: Bir gaz karışımından bileşenlerden birinin aynı hacim ve sıcaklıkta yalnız başına bulunması halinde gösterdiği basınç.

     Kütle: Bir maddenin uygulanan kuvvete karşı gösterdiği direnç veya evrenin her yerinde maddenin değişmeyen özelliği.

     Madde: Kütlesi ve hacmi olan her şey maddedir.

     Molekül: Birden fazla atomun oluşturduğu taneciktir. Bazı elementler moleküllü yapıya sahiptir.

     Mol: Molekül ağırlığı kadar gram madde miktarı veya bir avagadro sayısı kadar tanecik.

     Mol Ağırlığı: 0 °C sıcaklıkta basınç sıfıra giderken hacimle basınç çarpımının 22.4 Lt.atm. olabilmesi için gerekli gaz miktarı.
     

     Mol Kesri: Bir karışımda bulunan bileşenlerden birinin mol sayısının toplam mol sayısına oranı.
     

     Molarite: Bir litre çözeltide çözünmüş maddenin mol sayısı.

     Molalite: 1000 gr. çözücüde çözünmüş maddenin mol sayısı.

     Normalite: Bir litre çözeltide çözünmüş maddenin eş değer gram sayısı.

     Nötralleşme: Bir asidin bir bazla veya bir bazın bir asitle eşdeğerlik kuralına göre reaksiyona girmesi olayıdır.

     Nötron: Atomların çekirdeğinde bulunan yaklaşık 1,675 x 10-24  gr. kütleli ve yüksüz bir taneciktir.

     Nitel Analiz: Verilen bir kimyasal örnekteki elementleri bulmak için yapılan analiz.

     Nicel Analiz: İçindeki element veya element grupları bilinen bir kimyasal örnekte, bunların miktarlarını bulmak için yapılan analiz.

     Nötralleşme: Asit ve bazdan tuz oluşturmak.
                          -24
     Proton: Atom çekirdeğinde bulunan 1,672 x 10  gr. kütleli ve pozitif yüklü olan bir taneciktir.

     Radyoaktiflik: Elementlerin kendilerinden x veya b tanecikleri ile Y ışını yapmaları.

     Saf Madde: Belirli özelliklere sahip ve homojen her madde saf maddedir.  Örneğin su belirli özellikleri olan ve homojen bir maddedir.

     Sıcaklık: Moleküllerin kinetik enerjisinin fonksiyonu olan bir hal değişkeni.

     Sıvı: Molekülleri birbirine değerek öteleme hareketi yapılabilen ve pratikte bastırılamayan akışkan.

     Süblimleşme: Katı halde bulunan madde  sıvı hali atlayarak doğrudan doğruya buhar haline geçme ve yeniden, sıvılaşmaksızın katı hale dönüşmesidir.

     Yoğunlaşma: Bir maddenin gaz halden sıvı hale geçmesi olayıdır.

 

İLKYARDIM
 

 İlkyardım: Kazazedeyi bir sağlık kuruluşuna ulaştırıncaya kadar yapılan müdahalelere ilkyardım denir.

 İnsanın hayati sistemleri ve organları şunlardır;

SOLUNUM [Breathing] SİSTEMİ: Ağız, Nefes Borusu, Akciğer
DOLAŞIM [Circulation] SİSTEMİ: Kalp, Atar Damar, Toplar Damar, Kılcal Damar
SİNİR SİSTEMİ: Beyin, Omurilik, Sinir Ağı
SİNDİRİM SİSTEMİ: Ağız, Yemek Borusu, Mide, 12 Parmak bağırsağı, İnce Bağırsak, Kalın Bağırsak
BOŞALTIM SİSTEMİ: Böbrek, Mesane, Ter Bezleri
HAREKET SİSTEMİ: Kas ve Kemik Doku.

 Kazazedenin problemleri şunlar olabilir;

1- SOLUNUM
2- KALP
3- KANAMA
4- ŞOK
5- YANIK
6- KIRIK
7- ZEHİRLENME
8-  UYUŞTURUCU

1 ve 2- SOLUNUM ve KALP PROBLEMİNDE İLKYARDIM

Solunum Yolu Tıkanmasının Nedenleri;
a-  Herhangi bir cismin kaçması
b-  Dilin geriye kaçması
c-  Hastalıklar sonucu
d-  Doku hasarı

 Solunum durduğunda 4 dakika sonra beyin hücreleri ölmeye başlar. 6 - 10 dakika sonra ölüm gerçekleşir.
 Solunum yolu tıkanıklığı Tam Solunum Yolu Tıkanıklığı ve Kısmi Solunum Yolu Tıkanıklığı olarak ikiye ayrılır.
1-  Tam Solunum Yolu Tıkanıklığının Belirti ve Bulguları;
1-1- Kazazede bilinçli ise; konuşmaya çalışır, konuşamaz. Öksürür, boynunu tutarak boğulma izlenimini verir.
1-2- Kazazede bilinçsiz ise; Göğüs kafesinde hareket yoktur. Kulağımızı yaklaştırdığımız zaman nefes aldığını hissetmeyiz.
2-  Kısmi Solunum Tıkanıklığının Belirti ve Bulguları;
Anormal ( Hırıltı, Ötme veya Islık sesi şeklinde) solunum sesleri, Konuşma bozukluğu, Öksürük.

 SOLUNUM ve NABIZ DEĞERLERİ
 

 

Solunum [Nefes/dak]

Kalp [Nabız/dak]

Yetişkinler 

12 - 16

60-80

Çocuklar 

15 - 20

80-100

Bebekler 

20 - 25

100-200

Solunum ve kalp arasındaki oran 1/5 tir. Bir defa nefes alan kişinin nabzı 5 defa atar.
 
 

Solunumun Olup Olmadığı Nabzının Atıp atmadığı
Bilinç yok Bilinç yok
Nefes alımını dinleyerek Nabız atmıyor
Göğüs kafesine bakarak Kalp sesi yok
Elimizle dokunarak Göz bebeklerinde büyüme oluşuyor

 Kalp durmasından 45 - 60 sn sonra Gözbebeklerinde Büyüme görülür.
 Kalp krizlerinde kalp durduktan 30 - 40 sn sonra Solunum durur.

Tek kişi ile yapılan Kalp çalıştırma işleminde; 15 masaj darbesi / 2 solunum, İki kişi ile yapılan Kalp Çalıştırma işleminde; 5 masaj darbesi / 1 solunum oranları uygulanır.
 
 

3- KANAMALAR:
 Damarlarda dolaşan kanın herhangi bir nedenle damar dışına çıkmasına denir.
 Yaralanmalar, Kırıklar, Mide Ülseri, Hipertansiyon, Tüberkloz, Hemofili gibi bazı hastalıklar ve Aşırı basınç değişiklikleri kanamaya sebep olabilir.
 Kanama; İç Kanama ve Dış Kanama diye ikiye ayrılır.
3-1- Dış Kanama: Vücut dışına çıkıp gözle görülebilen kanamalardır.
 Dış Kanama damarlara göre de üçe ayrılır;
3-1-1- Atar Damar Kanaması: Kanama fışkırır tarzda ve boldur. Kanın rengi açık kırmızıdır.
3-1-2- Toplar Damar Kanaması: Kanama bol ve süreklidir. Kanın rengi koyu kırmızıdır.
3-1-3- Kılcal Damar Kanaması: Kanama yavaş ve sızıntı şeklindedir. 6 ila 8 dakika içerisinde pıhtılaşma meydana gelir.
Dış Kanamayı Durdurma Yolları:
1- Direk baskı yöntemi: Tampon
2-  Organ Yükseltme
3-  Basınç Noktalarına Basınç Uygulama
4-  Turnike; Bağlama; Turnike yöntemini dış kanamayı durdurma yöntemlerinden en son olarak düşünmemiz gerekir. Kişinin hayatı tehlikede olduğu zaman kanayan organ ihmal edilir. Kol ve bacak kanamalarında kullanılabilir. Turnike malzemesi olarak uyguladığımız yere herhangi bir zarar vermeyecek kalınlıkta bir malzeme olabilir.
 Turnike bağlandıktan 20 dakikada bir 5-10 saniye gevşetilip, tekrar sıkılır. Eğer kanama çok çok fazla ise bu süre 1 saate kadar uzatılabilir.
 Yetişkin bir insanın vücudunda 5 ila 6 kg arasında kan bulunur. Bulunan kanın % 20’ sini kaybetmesi kişiyi hayati tehlikeye sokar.

3-2- İÇ KANAMA:
 İç organ ve dokuları besleyen damarların yırtılması sonucu meydana gelen kanamaya iç kanama denir.

 İç Kanamanın Nedenleri;
a-  Kafatasını, karın ve göğsü etkileyen yaralanmalar sonucu
b-  Mide ülseri ve Lösemi gibi bazı hastalıklar sonucu
c-  Çeşitli kemik kırılmaları sonucu

 İç Kanamanın Belirti ve Bulguları;
Huzursuzluk, Titreme, Yüzeysel ve Hızlı Solunum, Hızlı ve Zayıf Nabız, Kan Basıncında Düşme, Nemli, Soğuk ve Soluk Cilt, Göz Bebeklerinde Büyüme, Susuzluk Hissi ve Hava Açlığı

 Kanamanın Değerlendirilmesi;
a-  Kazazedenin ağzından veya burnundan gelen kanın rengi açık kırmızı ve köpüklü ise Akciğer Kanaması düşünülür.
b-  Kazazede kustuğu zaman kanın görünümü kahve telvesi şeklinde ise Mide Kanaması olduğu düşünülür.
c-  Kazazedenin idrarında kan görünürse Böbrek veya İdrar Yolunda bir Kanama olduğu düşünülür.

 İç Kanamada Yapılacak İlkyardım:
a-  Açık hava yolu sağlanır.
b-  Hasta sırt üstü yatırılarak başı yana çevrilir.
c-  Kırıklar uygun şekilde tespit edilir.
d-  Boyun ve Beldeki giysiler gevşetilir.
e-  Ağızdan bir şey verilmez
f-  Kazazedenin hayati fonksiyonları sürekli kontrol edilir.
g-  En kısa zamanda sağlık kuruluşuna ulaştırılır.
 

4- ŞOK DURUMUNDA İLKYARDIM

 Şok; Hayati organlara kanın yeterli derecede gitmemesi sonucu meydana gelen olaya şok denir.
 Şok Çeşitleri
a-  Kanama Şoku: Kardiyojenik şok; kalp yeterli pompalama gücünü kaybettiği zaman olur.
b-  Nörojenik şok: Damarların genişlemesi sonucu oluşur
c-  Solunum şok; Akciğer yetmezliğinde görülür.
d-  Psikolojik şok; Korku, Sinir ve Aşırı Sevinçlerde meydana gelen şok.
e-  Anaflaktik şok; Allerjik
f-  Metabonik şok

 Şokun Belirti ve Bulguları:
 Halsizlik, Bulantı, Susuzluk, Baş dönmesi, Yorgunluk, Üşüme, Huzursuzluk, Nabzın Hızlı ve Zayıf olması, Yüzeysel ve Hızlı Solunum, Kan basıncında düşme, Cilt solgun, Nemli, Soğuk ve Terlidir. Gözler Donuk, Göz bebekleri büyümüştür. Dudaklar ve Kulak memeleri hafif morarmış olabilir.

 Şokta İlkyardım:
a-  Açık hava yolu sağlanır.
b-  Soluk alması temin edilir.
c-  Kanama varsa kontrol altına alınır.
d-  Kırıklar varsa tespit edilir.
e-  Vücut ısısı korunur. Üzerine battaniye örtülür
f-  Sırt üstü yatırılır. Ayakları 20-25 cm kaldırılır.

5-  YANIKLAR

 Yanıklar ısı ile ve kimyasal madde ile gerçekleşebilir.

 Isı İle Oluşan Yanıklarda İlkyardım:
 Yanan bölgede yüzük, bilezik ve takılar varsa hemen çıkartılır. El ve Ayak parmaklarında yanık varsa parmak aralarına steril gazlı bez konur. Yanık bölgeye yapışmış giysiler varsa çekerek çıkartılmaz.
 Yanığın ısısının düşürülmesi için üzerine su tutulur. Enfeksiyon kapmaması için steril bezle örtülür. Şok’a girip girmediği kontrol edilir ve sağlık kuruluşuna götürülür.

 Kimyasal Yanıklarda İlkyardım:
 Yanık olan bölgeye 10 ila 15 dakika süreyle su tutulur. Kimyasal maddenin bulaştığı elbiseler çıkarılır. Yanık bölgenin üzeri örtülerek sağlık kuruluşuna götürülür.
 Yanığın derinliği, genişliği ve şiddeti (derinlik+genişlik) ölçülmelidir.

Yanığın Derinliği:
a-  1.Derece Yanık; Sadece epidermis etkilenmiştir. Derinin rengi kırmızılaşmıştır. Hafif su toplanabilir. İz bırakmadan iyileşir. Tedavi gerektirmez.
b-  2.Derece Yanık; Epidermis ve Dermis etkilenmiştir. Yoğun bir şekilde su toplanmıştır. Sinir uçları etkilenmiştir. Çok fazla acı vardır. Kesinlikle tedavisi gerekir.
c-  3.Derece Yanık;Derinin tüm tabakası, yağ tabakası ve sinir uçları yanmıştır. Görünümü kömürümsü ve kurudur. Acı hissedilmez . Çünkü sinirler de yanmıştır. Etrafındaki 2. Ve 1. Derece yanıkların acısı hissedilir.

 Yanığın Genişliği:
 Yanığın genişliğini ölçmek için dokuzlar kuralı uygulanır;
 Yetişkinlerde baş.9, her bir kol:9, her bir bacak:18, göğüs:18, karın:18
 Çocuklarda baş:18, her bir kol:9, her bir bacak:14, göğüs:18, karın:18 olarak değerlendirilir.

 Yanığın Şiddeti [derinlik + genişlik]
 Yanığın şiddeti; küçük yanmalar, orta yanmalar ve büyük yanmalar olarak sınıflanır.
Küçük Yanmalar: (3.Derece % 2’den az), (2.Derece % 15’den az)
Orta Yanmalar: (3.Derece % 2-10), (2.Derece % 15-25), (1.Derece % 50-75)
Büyük Yanmalar: (3.Derece % 10 ve fazlası), (2.Derece % 25 ve fazlası)
6-  ZEHİRLENME

 Vücuda giren zehirli maddelerle olur,
 Vücuda giriş şekli:
a-  Yutularak mideye
b-  Solunarak akciğerlere
c-  Deriden soğurma ile (absorbsiyon)
d-  İğneyle enjekte edilerek, akrep, yılan ve böcek sokması gibi

 Zehirlenmenin Belirtileri:
Bulantı, Baş ağrısı, Solunum sıklığı, Deride kaşıntı, Kulakta uğultu.

Zehirin çeşidi öğrenilmeli ilaç kutuları görevlilere verilmelidir.
 

 
  • LPG ve DOĞALGAZ BİLGİSİ
      

     

    LPG
    LIQUFIED PETROLEUM GASE

    DOĞALGAZ
    COMPRESSED NATURAL GASE

    BİLEŞİMİ

    %30 PROPAN %70 BÜTAN

    %90 METAN %5 ETAN %5 DİĞER

    ÜRETİM

    PETROL RAFİNERİLERİ

    YERALTINDAN DOĞAL OLARAK

    TAŞINMA

    TÜPLERLE

    BORULARLA

    YETERLİ ISI KAYNAĞI 

    KIVILCIM

    KIVILCIM

    YETERLİ OKSİJEN 

    % 12

    % 12

    YANMA ŞEKLİ 

    PATLAMA (C türü)

    PATLAMA (C türü)

    SÖNDÜRME MADD.

    KKT,CO2, HALON ALTERN.

    KKT,CO2, HALON ALTERN.

    TOKSİDİTE 

    ZEHİRSİZ

    ZEHİRSİZ

    KOKU

    KOKUSUZ  [+ Merkaptan]

    KOKUSUZ [+ THF]

    PATLAMA LİMİTLERİ    [%] 

    2,3 - 9,6

    5 - 15

    YOĞUNLUK [GAZ] [Hava = 1]

    ~2 

    0,58

    GEREKEN HAVA            [V/V]

    23,8

    9,75

    GAZ/SIVI ORANI            [V/V]

    300

    600

    ALGILAMA

    % 1 'lik konsantrasyon için

    kokulandırılmıştır
    KAÇAK DURUMU 

    Kaçak farkedildiğinde siğara

    içilmez, kıvılcım çıkartılmaz
    TAHLİYE

    TABANDAN SÜPÜRME

    TAVANDAN SÜPÜRME

    SÖNDÜRME

    BOĞMA, Islak bez, KKT vs ile

    oksijensiz bırakılarak söndürülür
    SÖNDÜRME

    Kaçağı kapatamıyorsanız

    söndürmeyin
    DİĞER TEDBİRLER

    TÜPLER DİK DURMALI

    VANALARLA KONTROL

    DİĞER TEDBİRLER

    Hortumlar Max: 1,5 m ve 3 yıl

    Aydınlatma yan taraftan

    DİĞER TEDBİRLER

    Yakıldıkları yerlerde sürekli

    temiz hava girişi olmalı

wpe92.jpg (1499 bytes)